İş Dünyasında Koçluk Şapkası
Yöneticilik şapkasını taşıdığımızda işlerin nasıl gittiğini kontrol eden, hatta sıklıkla “iş”in olup olmadığını soran, bazı zamanlarda da “Söyleyene ve anlatana kadar işi kendim yaparım.” diyen birine dönüşüyoruz. Bu durum geçmişte gördüğümüz örneklerden (ki kurumsal dünyada ilk rol model aldıklarımızın uzunca bir süre etkisini görmek kaçınılmaz☺), hızlı olma gereğinden, iş beklentilerinin çokluğu ve öncelikleri nedeniyle sorunların köküne inecek zaman bulamamamızdan kaynaklanıyor olabilir.
Bu durumu tetikleyen her ne ise sonucu değiştirmiyor. İşte bu noktada iş yapış şeklimize koçluk becerilerini taşımak, işi ve insan kaynağını aynı önemle yönetmemiz beklenen yeni dünyanın liderleri olarak bizleri bir adım öne çıkarıyor. Her derde deva olan bir yönetici olmak yerine bazı durumlarda kendi devalarını bulabilen ekipleri oluşturmak için koçluk yaklaşımı son derece işlevsel bir model sunuyor. Koçluğun iş dünyasında uygulanmasına ve kabul görmesine büyük katkıları olan Sir John Whitmore, “karşılaştığımız zorlukların bizi yeni düşünme süreçlerine yaklaştırdığını ve özellikle iş dünyasında, talimat veren yaklaşımlar yerine koçluk modeline duyulan ihtiyaçtan” bahsediyor.
Liderlik yaklaşımları içinde koçluk modelini dahil etmek, insan kaynağımızın sahip olduğu potansiyelin, farklılıkların getirdiği dinamizmin, bir çözüm geliştirici olarak takım üyelerinin fikirlerinin ortaya çıkmasını ve onları da çözümün ve sorumlulukların bir parçası olmayı beraberinde getiriyor.
Yine Whitmore, “işi yaparken memnuniyet duygusunu artırmak için çalışanlarını korku ile yöneten iş dünyasının güven hissine dönmesinin şart olduğunu” söylüyor. Ve belli ki ilişkileri ve beklentileri yöneten kişiler olarak liderlikte koçluk yaklaşımlarını daha uzun süre konuşacağız.